Barındırdığı omega-3 yağ asitleri nedeniyle bütün dünyada tanınan ve özellikle diyet yemekleri için en çok tercih edilen deniz ürünü olan Som balığı ya da somon olarak adlandırılan bu balıklar aslında aynı familyadan olsalar da aslında bu familyanın farklı cinsleridir. Atlantik Somonu ve Pasifik Somonu olarak türleri itibari ile ikiye ayrılırlar. Yakın akrabası olan alabalıkların üye olduğu ailenin Latince adı Salmonidae (Alabalıkgiller) dir. Alabalık ile Somon aynı aileden ama farklı türlerdir. Göçebe de denilebilen Anodrom (çoğunlukla denizlerde büyüyüp beslenen, yumurtlamak için iç sulara gelen ve orada yumurtlayan, yavruları hayatlarının bir kısmını iç sularda geçiren ve daha sonra denizlere göç eden) türde balıklardır.
Tarihi
Yaklaşık yüzyıl öncesine kadar Avrupa’nın her ırmağında bulunan çok yaygın bir balık türüydü. Bazı türlerinin o dönemlerde Atlantik okyanusundan Rhein ırmağına girerek oradan da Alp dağlarının eteklerindeki kaynaklara kadar ilerledikleri bilinir. Ancak Sanayi devrimi ile birlikte artan aşırı avlanma, sanayi atıklarının tatlı su kaynaklarını kirletmesi, göç eden balıkların yollarını kapatacak şekilde baraj duvarları kurulması gibi nedenlerle sayıları çok ciddi oranda azalmıştır.
Kanada ve Alaska’da pasifik somonlarının sayısı kurulan baraj duvarlarını aşıp üreme ortamlarına veya denize ulaşamama sonucu, göç yollarına olan ırmaklara yapılan büyük tuzaklarla aşırı avlanma sonucu çok azalmıştır. Ancak günümüzde yasalar ile koruma altına alınan bu tür için baraj duvarlarına balık merdivenleri yapılmış, duvarı aşamayan balıkların bu balık merdivenlerinden geçişi için sistemler geliştirilmiştir. Yasalar ile korunan somonlar dünyada çok talep edilmesi ile birlikte çiftliklerde üretilmeye başlanmıştır.
Çeşitleri
Kuzey Amerika’da sekiz çeşit türü olan Somon balığının Pasifik Okyanusunda yedi değişik türü vardır. Günümüzde dünyanın hemen hemen tüm ülkelerinde tüketimi gittikçe artan bu omega 3 deposunun yüzde yetmiş beşi çiftlik üretimidir.
Atlantik Som Balığı
Salmonidae familyasına ait olan Latince adı Salmo salar olan bu tür ömrünün büyük kısmını Atlas okyanusunda geçirdiğinden bu ismi almıştır. Çoğunlukla alabalık olarak diye de bilinir. (Tabii ki ülkemizdeki alabalık cinsinden bahsetmiyoruz.)Sadece üreme zamanında Avrupa ve Kuzey Amerika’daki tatlı su kaynaklarına döner. Dağların eteklerine, iç kısımlara, ilk doğduğu kaynaklara kadar ilerler. Boyu 1,5 metreye, kilosu 46 kg ye, maksimum ömrü ise 13 yıla kadar ulaşabiliyor. Çiftlik üretimi yapılan somon türü Atlantik Som Balığıdır. Özellik Şili’deki üretim miktarının çok olması nedeniyle perakende fiyatları da düşüşe geçmiştir.
Pasifik Somon Balığı
Salmonidae familyasından olan Latince adıyla Oncorhynchus olarak anılan sadece Kuzey Amerika’da yaşayan somon balığı cinsidir. Kral, Fildişi, Gümüş, Kırmızı, Pembe ve Köpek isimleri ile altı farklı türe ayrılır. Hepsinin dokusu, rengi ve yağlılık oranı farklı olduğundan ayrı birer balık türü olarak değerlendirilebilir.
Pembe som balığı
Kambur som balığı diye de adlandırılan (Oncorhynchus gorbuscha), alabalıkgiller (Salmonidae) familyasından Pasifik som balığı cinsinin en küçük ve en bol bulunan anodrom (göçebe) deniz balığı türüdür. Okyanusta rengi parlak gümüşi renktedir. Denizden tatlı sudaki yumurtlama alanına göç ettikten sonra karnı sarımsı beyaz, sırtı ise soluk gri olur. Cinsinin diğer türleri gibi bunun da sırt yüzgecine ek olarak bir de yağ yüzgeci bulunur.
Köpek Som balığı
Latince adıyla Oncorhynchus keta, alabalıkgiller (Salmonidae) familyasından anodrom (göçebe) deniz balığı türü. Okyanusta rengi gümüşî mavi yeşil renktedir. Denizden tatlısudaki yumurtalama alanına göç ettikten sonra sırt yüzgeci yakınlarında mor lekeli çizgiler oluşur. Yumurtlama döneminde erkeklerin burnu uzar ve dişleri büyür. Bazı türleri yaşamları boyunca 3200 km den fazla yol katederler. 1-3 yıl ara değişen sürelerle okyanuslarda yol alırlar. Genellikle yumurtlamak üzere akarsuya döndükten 2 hafta sonra ölürler. Dişileri tek seferde 4000 yumurta bırakabilirler. Ortalama 3-4 yıl yaşayan bu cinsin ortalama uzunluğu 58 cm iken maksimum 100 cm ye ulaşabilir, ağırlığı ise en fazla 16 kg a erişebilir.
Gümüş Som balığı
Latince adıyla Oncorhynchus kisutch, alabalıkgiller (Salmonidae) familyasından büyük okyanusun kuzeyinde yaşayan anodrom (göçebe) deniz balığı türü. Japonya’da Chiba ilinin devlet hayvanıdır. Okyanusta rengi yanlarda gümüşi, sırtı koyu mavi renktedir. Denizden tatlı sudaki yumurtlama alanına göç ettikten sonra yanları parlak kırmızıya, başı ve sırtı mavimsi yeşil, karnı koyu ve sırtında da koyu benekler oluşur. Yumurtlama döneminde erkeklerin burnu uzar ve dişleri büyür. Ömrü 6-7 yıl olsa da Alaska’da 5 yıldır.
Kızıl Som balığı
Pembe ve kral som balıklarından sonra en yaygın olarak bulunan üçüncü tür olan, Latince adıyla Oncorhynchus nerka, alabalıkgiller (Salmonidae) familyasından büyük okyanusun kuzeyinde yaşayan anodrom deniz balığı türüdür. Okyanusta rengi yanlarda gümüşî ve mavi renktedir. Denizden tatlısudaki yumurtalama alanına göç ettikten sonra kırmızıya dönüşür. Yumurtlama döneminde erkeklerin burnu uzar ve dişleri büyür. Yumurtlamadan sonra ölürler. 84 cm e kadar uzayabilirler ve kilolar 2.3 kg ile 7 kg arası değişmektedir.
Kral Som balığı
Bahar somonu diye de bilinen, türleri arasında en yaygın bulunanı, Latince adıyla Oncorhynchus nerka, alabalıkgiller (Salmonidae) familyasından Büyük Okyanusun kuzeyinde yaşayan anodrom (göçebe) deniz balığı türüdür. Sırtı mavi-yeşil, kırmızı ya da mor, başın üstü gümüş kenarlı ve ventralde beyazdır. Kuyruk ve vücudun üst yarısında siyah lekeler görülür. Ağzı genelde koyu mordan siyaha doğru değişkendir. Ortalama 3-4 yıl okyanuslarda yaşarlar ve kasım-aralık dönemlerinde yumurtlamak üzere tatlı sulara göç ederler. Dişileri yumurtlamadan sonra 4-25 gün boyunca ölümüne dek yumurtaları korur. Suyun ısısına göre 3-5 ay süre zarfında yumurtalardan yeni yavrular çıkmaya başlar. Ömürleri en fazla 9 yıl olan bu cinsin erginleri 61 – 91 cm olsa da 150 cm ye 62 Kg ye ulaşan örnekleri de görülür.
Japon Som balığı
Cherry salmon olarak da bilinen Latince adı Oncorhynchus masou olan, alabalıkgiller (Salmonidae) familyasından deniz balığı türüdür. Büyük Okyanus ‘un batısından Doğu Asya’ya dek uzanan, Kamçatka, Kuril Adaları, Sahalin Adası, Primorski Krayı, Kore ve Japonya ‘da, 65° K – 58° K paralelleri arasında, diğer türlerine nazaran daha ılıman iklimlerde ve 0-200 metre derinliklerde yaşar. Yetişkinleri ortalama 2-2,5 kg ağırlığında ve 50 cm uzunluğunda olurlar. Diğer türleri gibi yaşamı tatlı su ve deniz arasında ikiye bölünmüştür. 1-3 yıl arası nehirlerde yaşar vücut yapısı tatlı suda yaşayabilecek bir formda bulunur. 2-3,5 yıl kadar da eriştiği olgunluğa göre değişen sürelerde denizde kabuklularla beslenerek yaşamaya devam eder. 3 -7 arasında üreme çağına erişenler yumurtlamak üzere doğdukları akarsulara göç etmeye başlarlar. Yumurtlama sürecinden sonra henüz yeterince olgunluğa erişmemiş olanların dışında büyük kısmı ölür. Geri kalanlar diğer diğer sene tekrar geri dönmek üzere denize göç ederler. Diğer türleri gibi ticareti çok yapılan somon türlerinden biridir. Yetiştiriciliği de yapılır, taze veya donmuş olarak satılır. Fırında veya ızgarada pişirilmesi tavsiye edilir.
Yaşam Döngüsü
Tatlı suda doğup denizlere göç ederler. Yumurtlama zamanı tekrar tatlı suya geri dönerler. Bu binlerce km tutan göç yolları süresince inanılmaz engeller aşarlar, sığ sularda yüzerler, hatta ufak çaptaki şelalelerden atlayarak geçerler, bazı durumlarda bu şelaleleri yer çekimine karşı yüzerek geçecek kadar güçlüdürler. Bu göç sırasında yer çekimine karşı şelaleleri aşarken doğrudan şelalelerin başında bekleyen ayılara kolay yem olabiliyorlar.
Bu güçlü balıklar için yaşam tatlı suda (dere, ırmak veya nehir kolları, göller) başlıyor. Yetişkin dişi somonlar, nehir yatağında su seviyesinin azaldığı noktalarda kuyrukları ile açtıkları yaklaşık 45 cm derinliğindeki çukurlara yumurtalarını bırakır. Yumurtaların bol oksijen almaları için temiz olan, mineralli ve akıntısı çok olan suları tercih ederler. Tek seferde yaklaşık 8000 yumurta bırakan dişilerin ardından erkek tarafından milt denen sıvı bırakılması ile bu yumurtalar döllenir. Bu çiftleşme dönemi genelde yaz sonu veya sonbaharda olmakla birlikte çok uzun ve yorucu bir göç sonucu oluşur. Bu göç sırasında yemek yemezler. Döllenmiş olan yumurtaların korunması için yumurtaların üstünü kumla kaplayan dişi tekrar denize geri dönemeden ölür. Ayrıca tatlı suda denize oranla daha çabuk mikrop kapıp hastalıktan ölme riskleri yüksektir. Üreme işlemini başarıyla gerçekleştirip denize dönebilenlerin tatlı suda kaptıkları mikropları deniz suyunun tuzu öldürür.
Yaklaşık 4 ay sonra kuluçkadan çıkabilen yavru balıkların karınlarının altında gelişmeleri için ilk aşamada ihtiyaçları olan besinleri barındıran yumurta sarısına benzer kese vardır. Bu dönemde yavrular çakıl taşlarının altında saklanarak diğer yırtıcılara ve balıklara karşı korunurlar. Birkaç hafta içerisinde akar suyun içerisinde kendilerine yiyecek arayabilecek büyüklüğe gelirler ve yaklaşık 1 yıl boyunca akarsularda yaşamayı sürdürürler. 1 yaşına dek süren gelişim evresinden sonra nehir yatağından okyanusa doğru yolculuğa çıkarlar. Burada türler arası farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Örneğin Pembe som balığı yumurtadan çıkar çıkmaz göçe başlarken, Köpek somları birkaç hafta beslendikten sonra, Kral ve Atlantik som balıkları ise 1-3 yıl arası değişen gelişim süresinden sonra denizlere doğru göçe başlarlar. Bu göç esnasında dönüşüm yaşayan somonlar, tuzlu suda yaşayabilecek bir fizyolojiye kavuşur. Okyanusa göç edenlerden diğer balıklara yem olmayan, kirli sularda ölmeyen, avcılardan kurtulup yaşamını sürdürebilenler ortalama 1 ile 5 yıl arasında okyanusta yaşar. Erkek ve dişi somonlar ergen hale geldiklerinde, neslini devam ettirebilmek, yumurtlamak için tatlı sularda yaşamak üzere, yeniden fizyolojik değişime uğrar; binlerce mesafe katederek, doğdukları yere döner; yumurtalarını bırakır; döllendikten sonra da ölür… Bu döngü sürekli olarak devam eder.
Zorlu Yolculuk ve Muhteşem Yön Bulma Duygusu
Denize açılan somonların vücutlarında yapısal bazı değişiklikler olur ve tuzlu suya adapte olurlar. Amerika kıyılarından Alaska’ya doğru ilerleyip Japonya’ya doğru genişçe yay çizip geri dönen bu balıklar binlerce km yol katederler. Açık denizlerde 1-4 yıl arası yaşayıp geliştikten sonra üreme zamanı geldiğinde ilk doğduğu tatlı su kaynağına hatta doğduğu çukura dönmek için tekrar yola koyulurlar. Atlantik Somonları bu sürede yaklaşık 4000m km kadar yol katederler. Dikkat çekici bir diğer nokta da zamanlama ile ilgilidir. İlkbaharın sonunda başladığı göçünü sonbahar aylarının sonuna gelecek şekilde tamamlayabilmek için günde 6-7 km yol alır.
İlk zorlu süreci yani mesafeleri aşan somonlar sonraki aşamada doğduğu akarsuyun denize dökülen ağzını bulmak zorundadırlar. Ardından bazen çok güçlü akıntılara karşı yüzüp çağlayanlar şelaleler aşarlar. Önlerine çıkan engellerde 3 metreye kadar zıplayabilirler. Bazen nehrin suları o kadar sığlaşır ki yüzgeçleri suyun dışında kalacak şekilde yüzmek zorunda kalırlar. Özellikle böyle noktalarda yırtıcı kuşlar, ayılar, insanlar tarafından avlanmaktan da kurtulmaları gerekir. Hayatlarında sadece 1 kez geçtikleri yolları hiç şaşırmadan nehrin hangi koluna sapacaklarından emin şekilde ilerlerler. Aşırı güç ve çaba gerektiren bu yolculuktan önce ihtiyaçları olan enerjiyi evvelden depoladıkları için bu yorucu göç sırasında beslenmezler. Dikkat çeken bir ayrıntı da ihtiyaçları olan enerjiyi tam da yolculuklarına yetecek kadar depolamalarıdır.
Ancak bu döngüde bilim insanlarının henüz çözemedikleri bazı noktalar bulunuyor. Çok uzun mesafeler kateden, okyanuslarda binlerce km yol alan, somonların tekrar tatlı suya dönmek için bu defa akıntının tersine yüzerek nehirler, şelaleler aşarak doğdukları tatlı su kaynağını bulmaları bununla da kalmayıp yumurtalarını doğdukları çukura bırakmaları için nasıl bir yön bulma sistemine sahip oldukları hala bilinmeyen bir nokta. Bu yön bulma duyguları öylesine mükemmel derecede çalışır ki sanki pusula gibi ne yöne gideceklerini, hangi akar suyun hangi koluna döneceklerini, hangi şelaleyi aşmaları gerektiğini asla şaşırmazlar. Bazı bilim insanları bunun göçmen kuşlarınkine benzer bir navigasyon duygusu olduğunu söylerken, bazıları her tatlı su kaynağının ve toprağın farklı mineraller barındırdığı bunun neticesinde yüksek koku ve kimyasal algılama yeteneği sayesinde bunun olabileceğini söylüyorlar. Kimisi ise dünyanın manyetik alanını çok hassas şekilde algılayan doğal bir pusula duygusuna sahip olduğunu söylemektedir. Amerika’daki Wisconsin Lake laboratuvarlarında yapılan çalışmalar neticesinde yönlerini belirlerken sadece doğal pusula sistemi değil aynı zamanda koku duyularını da kullandıkları tespit edilmiştir.
Doğal Ortamda Yetişen mi Üretim mi Tercih Edilmeli?
Doğal ortamlarda yetişen Atlantik ve Pasifik Somonları, tarih boyunca Alaska, İskadinavya ve İskoçya başta olmak üzere, kuzey ülkelerinin önemli bir besin kaynağı olmuş. Ancak, insanoğlunun doğayı katletmedeki inanılmaz sonucu, oralarda da aşırı avlanma, somon türünü neredeyse yok olma noktasına getirmiş. Somon avına kısıtlamalar getiren yasaların yürürlüğe girişi ise, 12. ve 13. Yüzyıllara rastlıyor. 1970’li yıllarda geliştirilen çiftlikte balık yetiştirme teknolojisi sayesinde özellikle Norveç ve İskoçya’da ciddi miktarda çiftlik somonu üretilmeye başladı. Teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak da, üretim miktarları gittikçe arttı.
Doğal ortamda yetişenler genellikle nehirlerde yumurtasını bıraktıktan sonra yakalanıyorlar. Yumurtasını bırakanların et kalitesi, protein ve yağ açısından düşük olur. Ayrıca sürekli göç halinde olan bu gezgin balıkların yaşadığı suların kirlilik oranlarını, ağır metal barındırma
miktarlarını kontrol etmek mümkün değildir. Ancak çiftliklerde yetiştirilenlerin yedikleri yemler, su kirlilik oranları, hijyen, gelişim ve yakalama dönemleri ile hesaplanan kalori değerleri, yağ, protein ve mineral miktarları balık etinden maksimum verim alabilecek şekilde kontrol altında tutulur.
Türkiye’deki deniz suyu sıcaklıkları soğuk sularda yaşayabilen somon için uygun değildir. Nitekim Karadeniz’de kurulan yetiştirme çiftliklerinde 1990 lı yıllarda denemeler yapılmış ancak suyun ısısının yüksek olmasından dolayı uyum sağlayamayan balıklarda hastalıklar gözlenmiş ve Türkiye’de yetiştirme fikrinden vazgeçilmiştir.
Ülkemizdeki Türleri ve Fiyatları
Ülkemizde yetişmesi için uygun deniz sıcaklığı bulunmadığından dolayı Norveç’ten ithal edilmektedir. Bir dönem Karadeniz’de üretilmeye çalışılsa da denemeler başarısız olmuş bu sebeple bu tesislerde Somon ile anı familyadan ola alabalık üretilmeye devam edilmiştir. Bu cinse de “Deniz Alası” ismi verilmiştir. 2002-2003 yıllarından beri Türkiye’de balık marketlerde Norveç Somonu (Atlantik) ve deniz alası olarak satılmaktadır. Carrefour, Metro, Migros, Tansaş, Kipa Real gibi büyük marketlerde satılmakla birlikte hemen hemen tüm balıkçılar ve semt pazarlarında bulmak da mümkündür.
Norveç Somonu (Atlantik)
Asıl makbulü olan Norveç somonunun (Atlantik Som) eti turuncu renklidir, derisi daha parlaktır. Karadeniz somonuna nazaran daha yağlıdır. Ancak soğuk sularda yetiştiği için ete parmağınızda dokunduğunuzda biraz daha sert olduğunu anlayabilirsiniz. bu sertlik olumsuz anlamda değildir. Etin kendini salmaması pişirme sırasında dağılmasını engeller. Asıl ana vatanı kuzey buz denizi olan bu türünün lezzeti biraz da yaşadığı bu soğuk sulardan gelmektedir. Norveç’ten büyük köpük kutular içerisinde gelir. 1 adet Norveç Somon balığının ağırlığı yaklaşık 6-10 kg arasında değişmektedir. Türkiye’de bütün, dilim, fileto ve füme olarak satılmaktadır.
Karadeniz Somonu
Herhangi bir balık marketten aldığınız balığın Norveç mi yoksa Karadeniz mi olduğunu anlamak aslında çok da zor değil. Karadeniz somonu diye satılan balıklar aslında Alabalığın damızlık halleri gibidir. Yani bir tanesinin ağırlığı yaklaşık 1,5-2 kg arasındadır. Normal 300-500 gr boyutundaki bir alabalık tipine ve görünümüne benzer. Lezzet açısından alabalığa daha yakındır. Fiyat konusunda da zaten Norveç Somonu ile arasında uçurum olduğu söylenebilir.
Örneğin İzmir’de bir balık markette Şubat 2016 ayı içerisinde Alabalık fiyatı 14 TL /kg iken Karadeniz Somonu fiyatı 16 TL / kg satılmaktadır. Ancak Norveç Somonu fiyatı 35-40 TL /kg olarak satılmaktadır.
Sitemizde yayınladığımız içerikler tamamı Norveç Somonu (Atlantik) üzerinedir. Bu sebeple tariflere uyarken bunu dikkate alınız.
Yazar Notu:
Türkçe kaynakların yeterli olmamasından dolayı bu yazıyı derlemeyi uygun gördüm. Yeni bilgiler edindikçe yazıya daha da eklemeler yapacağım. Bu mükemmel doğaya sahip somon balığı hakkında daha detaylı bilgi için Wikipedi’nin İngilizce içeriğine buradan erişebilirsiniz.
somon balığının bu kadar çeşitleri olduğunu bilmiyordum aslında somon balığı sadece bizim balık marketlerinde gördüğümüz standart renkteki alabalığın büyüğünü biliyorduk. Somon balığının yetiştirilmesi ve yaşam tarzını okuyunca çok şaşırdım. Böyle farklı türdeki balığın tavada kızartılarak yapılması yada fırında pişirilmesi oldukça lezzetli olur diye düşünüyorum.
sadece bu balığın yaşam döngüsü bile bir mutlak yaratıcının varlığını işaret etmektedir. ve bir kevni ayet olarak önümüzde durmaktadır okumamız için
Bu içeriği hazırlayan elleriniz dert görmesin.
Karadeniz somonu füme yapilirmi?
Evet yapılır. Ancak Norveç somonu kadar yağlı olmadığını bilmelisiniz. Alabalık füme alıp deneyebilirsiniz.
Karadeniz somonunun omega 3 değeri nasıldır?
Atlantik somonuyla karadeniz somonu Omega 3 açısısndan çok farklımıdır acaba.Bir de baraj göllerinde kafes içinde yetiştirilen somonlar var mesela Artvin Borçka Baraj gölünde.Bunları güvenle alabilirmiyiz.
detaylı bilgilendirme için teşekkürler. türkiye’de yetiştirilen ve somon adıyla pazarlanan tüm balıkların aslında “deniz alası (karadeniz somonu)” olduğunu söyleyebilir miyiz? sanırım şu an ülkenin birçok yerinde bu balık yetiştiriliyor ancak rastladığım haberlerde sadece “somon” adının kullanıldığını görüyorum, bu nedenle merak ediyorum, acaba “deniz alası”ndan başka bir tür de mi yetiştirilmeye başlandı? mesela gördüğüm son habere göre fırat nehri’nde de birçok. “somon” üreticisi varmış: https://haberglobal.com.tr/ekonomi/firat-nehri-nde-yetistirilen-somon-baliklari-54-ulkeye-ihrac-ediliyor-en-buyuk-talep-rusya-dan-102325